Forum Mekan Bd-R - Yine,Yeni Yeniden..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Türkiyenin Forumu - Türkiyenin Yorumu


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Ashab-ı Kehf

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
CyberFox
Admin
Admin
CyberFox


Mesaj Sayısı : 322
Kayıt tarihi : 14/01/10
Yaş : 34
Nerden : Ankara

Ashab-ı Kehf Empty
MesajKonu: Ashab-ı Kehf   Ashab-ı Kehf Icon_minitimePerş. Ocak 14, 2010 7:12 pm

Ashab-ı Kehf


Mağara arkadaşları veya mağarada uyuyanlar olarak
bilinen bir grup mümin genç hakkında kullanılan bir tabir. Kur'an-ı
Kerîm'in onsekizinci suresinde anlatılan ve sureye adını veren bu olay,
Allah inancına sırt çevirip putperestliğe saplanan kavimlerini
terkederek şehirden ayrılan ve bir mağaraya sığınan hâlleriyle
insanlara ahiret inancı ve ölümden sonra dirilme hususunda ibret olan
genç müminlerin hikâyesidir. "Ashâbu'l-Kehf ve'r-Rakim" yani "mağara ve
kitabe halkı" diye de bilinen bu insanlar, içinde yaşadıkları toplumun
inançlarını reddedip Allah'ın emir ve yasaklarından yana olduklarını
belirttiklerinden, Roma askerî valisi tarafından takibata uğratılmış ve
inançlarından dolayı cezalandırılmak istenmişlerdi. Böyle bir cezaya
çarptırılmak istemeyen bu müminler şehirlerini gizlice terk ederek
şehrin yakınlarında bulunan bir mağaraya girip saklanmışlardı. Tarih ve
tefsir kitaplarında yaygın olan rivayete göre bu olay, Anadolu'nun Roma
hâkimiyeti altında bulunduğu milâdî üçüncü asrın ikinci yarısına Tarsus
civarında meydana gelmiştir. Bölge valisi olan Decius bu gençleri
çağırarak, inançlarından vazgeçmelerini istemiş, aksi takdirde onları
öldüreceğini söylemişti. Bu mümin gençler inançlarının doğru, insanın
kendi yaptığı cansız bir puta saygı göstermesinin ise yanlış ve batıl
bir inanç olduğunu söyleyerek, dinlerinden dönmeyeceklerini söyleyip
şehirden uzaklaşmışlardı. Mümin gençler şehir dışında peşlerine takılan
bir köpekle birlikte, civardaki bir dağın eteğinde bulunan mağaraya
saklandılar.


Kur'anî ifadeyle:

"
Onlar mağaralarında dokuz fazlasıyla üç yüz yıl kaldılar. " (Kehf,18/25).

Burada üçyüzdokuz yıl müddetle uykuya dalan bu gençler, Allah'ın lûtfu
ve mûcizesiyle bu müddet içinde vücudları çürümesin diye sağa sola
çevrilip yaşatılmışlardır. Bu müddetin sonunda bir gün ikindi vakti
sıralarında uyanıverdiler. Uyandıklarında kendilerini sanki bir gün
kadar uyumuş hissettiler. Onların şehirden çıkıp gitmelerinden sonra
olay unutulmuş ve üzerinden bir çok hâdiseler gelip geçmişti.
Uyandıklarında kendilerini aç hisseden bu gençler aralarından bir
arkadaşlarını yiyecek alması için ellerindeki para ile şehre
gönderirler. Yemliha adındaki bu genç, şehre yaklaştıkça şaşırır.
Yollar ve şehrin etrafı bir hayli değişmiştir. O dönemlerde
hristiyanlara büyük eziyetler çektiren Decius (Dakyanos) devri
üzerinden çok zaman geçmiştir. Şehre gelen Yemliha ekmek almak
isterken, elindeki parayı gören fırıncı bu gencin elbiselerinden
şüphelenir ve elindeki paraya bakıp define bulduğunu zannederek onu
ilgililere şikâyet eder. Üçyüz küsür yıl öncesinin parasıyla gayet
tabii bir şekilde alış-veriş yapmak isteyen bu adamın hâli tuhaf
görülünce, hükümdarın huzuruna götürülür. O dönemde büyük bir ihtimalle
Theodaius hüküm sürmekteydi. Yemliha kendi bildiklerine göre bir gün
önce başlarına gelen olayı anlatır. Fakat o dönemde putperestliğin
yerini Hristiyanlık almış, öldükten sonraki dirilmeye iman eden bir
toplum ortaya çıkmıştı. Yemliha'nın anlattıkları, kendilerine enteresan
gelen şehir halkı, hükümdarlarıyla birlikte mağaranın bulunduğu yere,
diğer gençlerin yanına giderler. Mağaraya vardıklarında Yemliha ve
arkadaşları yanlarındaki köpekle birlikte birden ortadan kaybolurlar.
Mağaranın kapısı önünde bir mabed yaptıran hükümdar bu mağarayı kutsal
bir yer olarak ilan eder. Bu olay üzerine ahiret inancı gittikçe kuvvet
kazanır. Bir çok insan kıyamete, öldükten sonra dirilmeye iman etmeğe
başlamıştır.


Bunların kesin olarak kaç kişi oldukları hususu ihtilaflıdır. Kaynaklarda bunların isimlerinin şöyle yazıldığını görüyoruz:

Yemliha, Mekselina, Meslina, Mernuş, Debernuş, Sazenuş ve Kefetatayyuş. Köpeklerinin de Kıtmir adını taşıdığı ifade edilir.

Olayın Tarsus civarında meydana geldiği inanılıyorsa da; Elbistan'da,
Maraş'ta hatta Doğu Türkistan'ın Urumci bölgesinde meydana geldiğine
dair rivayetler vardır. Hristiyanlar ise bu olayın Ayasuluk kilisesinde
vuku bulduğuna inanırlar.


Bu olayın nerede meydana geldiği önemli değildir.
Önemli olan bu Kur'anî kıssanın ahiret inancını kuvvetlendirmesi ve
insanları buna davetidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://bd-r.yetkin-forum.com
 
Ashab-ı Kehf
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Forum Mekan Bd-R - Yine,Yeni Yeniden.. :: Her Telden :: İslam Ve İnsan-
Buraya geçin: